Welcome to Our Website

Erdoğan: Başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesi ertelenemez bir ihtiyaçtır’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yeşilköy’deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin resmi açılış töreninde konuştu.

Erdoğan, dünyanın pek çok yerinde acılar, zulümler, haksızlıklar, çatışmalar yaşanırken burada sergilenen hoşgörü tablosunu çok anlamlı ve değerli bulduğunu kaydetti.

Türkiye’nin farklı kültürleri ve inanç mensuplarını asırlar boyunca barış içinde yaşatmış örnek bir birikime sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, insanı, yaratılmışların en şereflisi gören İslam inancının, her zaman adil olmayı ve hakkaniyetle davranmayı emrettiğini vurguladı.

Aynı şekilde medeniyetlerinde mazlumun da zalimin de kimliğine bakılmadığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Adı, inancı, mensubiyeti ne olursa olsun zalimin karşısında mazlumun yanında durmak bizim görevimizdir. Ahmet Yesevi’den Yunus Emre’ye, Mevlana’dan Hacı Bektaş-ı Veli’ye kadar tüm gönül sultanlarımızın, manevi rehberlerimizin bize telkini de bu yöndedir. Ancak son dönemde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı başta olmak üzere doğrudan insana yönelik nefret suçlarının arttığını görüyoruz. Kur’an-ı Kerim’i yakan fanatiklerin alçakça saldırılarına, düşünce hürriyeti denilerek maalesef göz yumuluyor. Büyükelçiliklerimizin önünde milyarlarca Müslümanı rencide ve tahrik eden bu saldırıların gerçekleştirilmesine müsaade ediliyor. Müslümanlarla birlikte akıl, izan ve vicdan sahibi diğer inanç gruplarının da bu nefret suçları karşısında verdiği tepki yok sayılıyor. Günden güne büyüyen, kimi ülkelerde artık tahammül sınırlarını aşan bu saldırılara yenilerinin eklenmesini asla kabul edemeyiz. Hangi bahaneyle olursa olsun, insanların kutsallarına saldırılmasına müsaade edenleri anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Nefret suçlarına göz yumanlar, farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşama iradesini de ne yazık ki dinamitlemektedir. Asırlardır çeşitli inanç mensuplarına ev sahipliği yapan Türkiye, İslam ve yabancı düşmanı akımlarla mücadelede de öncü rol üstlenmektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere üyesi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda bu tehlikeye dikkat çekiyor, insanların kutsallarına yönelik eylemleri reddettiğimizi güçlü bir şekilde dile getiriyoruz.”

Musevisi ve Hristiyanı ile Türkiye’deki tüm cemaatlerin bu konuda kararlı bir tavır takındığını görmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, İstanbul Süryani Kadim Vakfına Kur’an-ı Kerim’i ve Müslümanları hedef alan nefret suçları karşısında verdikleri tepki için teşekkür etti.

‘Müslümanların ve Hristiyanların Kudüs üzerindeki hakları ihlal edilmiştir’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç semavi dinin de mukaddes beldesi olan Kudüs-i Şerif’in herkes için öneminin, anlamının, değeri ve yerinin tartışılmaz olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Dört asırdan fazla Kudüs’e hizmet etmekle müşerref olmuş milletimiz açısından bu mübarek beldenin çok müstesna bir konumu vardır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından El Halil kapısının üzerine yazdırılan, burası çok önemli, ‘Lailahe illallah, İbrahim halilullah’ ifadesi atalarımızın Kudüs-ü Şerif’in zengin karakterine gösterdiği ihtimamın en güzel, en önemli sembolüdür. Ancak Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle birlikte Müslümanların ve Hristiyanların Kudüs üzerindeki hakları, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen adım adım ihlal edilmiştir. Yüzyıllar boyunca bir barış ve esenlik yurdu olan Kudüs ne yazık ki gerilimin, işgalin, yıkımın ve gasbın sembolü haline gelmiştir. Orta Doğu tarihini bilenler şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyor: Bugün bölgemizdeki sorunların tamamının kökeninde Filistin meselesi bulunuyor. Bu mesele hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmedikçe bölgemiz barışa hasret yaşamaya devam edecektir. Orta Doğu’ya kalıcı barışın gelebilmesi, ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür.”

‘Başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin-İsrail sorununa ilişkin, “1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti (Doğu) Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy’deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin açılış törenindeki konuşmasında, Filistin ile İsrail arasında yaşanan olaylara değindi.

Bu noktada her zaman ifade ettikleri gibi iki devletli çözüm perspektifinin muhafazasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, “1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti (Doğu) Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır.” diye konuştu.

Kudüs’ü zaman ve mekan olarak bölme gayretleriyle Harem-i Şerif’e yönelik tacizlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Erdoğan, “Türkiye olarak bu konudaki tepkimizi ve itirazımızı her fırsatta dile getirdik. Tüm dünyanın sustuğu dönemlerde biz hakkı, hakikati ve acı da olsa doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmedik. Filistinli kardeşlerimizle daima dayanışma içinde olurken bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Gazze halkının abluka sebebiyle çektikleri sıkıntıların hafifletilmesi için de ilgili kurumlarımız aracılığıyla her türlü gayreti gösterdik. Bugün de adil bir barışın kaybedeni olmaz düsturuyla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘Bölgede söz sahibi tüm aktörleri barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhataplarıyla yaptıkları görüşmede üzerinde en fazla durdukları hususun, Filistin meselesinin uluslararası hukuka göre çözülerek bölgenin huzura, kalıcı barışa ve istikrara kavuşması olduğunu vurguladı.

‘Türkiye gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapmaya hazır’

Adaleti tesis etmede geç kalındıkça maalesef bunun faturasının Filistinliler ve İsraillilerle birlikte tüm bölgenin ödediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Özellikle masum çocukların, daha kundaktaki bebeklerin ölümü ve acı çekmesi hepimizin yüreğini yaralıyor. Ateşe körükle gitmenin başta her iki taraftaki siviller olmak üzere hiç kimseye bir faydası olmaz. Türkiye çatışmaların bir an önce durması, son hadiselerle birlikte iyice tırmanan gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. Sükunetin tekrar tesis edilmesi için başlattığımız diplomatik çabaları yoğunlaştırarak devam ettirmekte kararlıyız. Bölgede söz sahibi tüm aktörleri de barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....